Kayıtlar

Tezer Özlü - Eski Bahçe Eski Sevgi

 “Uzaklarda bir gemi olabilir belki.” “Oturduğum masanın kenarında her gün kendime yeni yeni ölümler hazırlıyorum.” “Masanın başında otururken ne eğlenceler buluyorum kendi kendime.” “Oturduğu zamanlar yazı yazıyor.” “İşte gene uyumam için hiçbir neden yok. Uyanmam için de.” “Bırak beni artık. Bu camdan çırılçıplak aşağıya atlayacağım. Sana karşı değil bu. Çocukluğuma karşı. Bu kente, bu eve, bu halılara, bu değişmeyen her şeye, bu ölmeyen herkese karşı.” “her şey geçiyor ve hiçbir şey geçmiyor” “Her yerde kalabilirim, hiçbir yerde kalmadığım için.” “Okumayı bırakıp sokaklara çıktım.” “Ne güzel şarkılar var.” “Erkekleri sevip bitirdim çoktan.” “…her yazılı şeyi otomatikman okuduğum için gözüm oraya kaydı…”

-Rüya-

Bazen cılız bi umut ışığı görürsün, Sonra bakmışsın rüya görmüşsün. Huzuru yakalayabileceğini sanmışsın, Sorunlarını toprağa o sayede gömmüşsün. Böyle böyle anlam arayarak geçer günler, Ta ki bir gün kendine bi’ sebep bulamadan Bu dünyadan sessiz sedasız göçmüşsün.

-Işık-

O “günaydın” deyince aydınlanır gün, “İyi geceler” derse işte o zaman iyi olur geceler. Bir anda bomba gibi düşer dünyama Umut dolu cümleleri. Karamsarlığımı sorgulatır bana soruları, Hayatımı tepe taklak eder yorumları. Onu düşünerek geçer artık birer birer günler, Ne de olsa gözlerinde huzura dair bir ışık gördüler.

-Bireyselleşemeyenler-

       İnsanımız tek başına bir şeyler yapmaktan o kadar aciz ki… Herkes değil fakat çoğu kişi. Eğer ki sen mesela tek başına gezebilen, tek başına yemeğe çıkabilen, tek başına sinemaya gidebilen biriysen  önce anlam veremiyorlar, sonra imreniyorlar, sonra da kinleniyorlar. Sen önüne bakıyorsun, onlar senin hayatına bakıyorlar. Onlar duruyorlar  sen devam ediyorsun; bir yerden sonra kopuyor ipler. Kopmalı da zaten. Aynı yönde değilse ayrılmalı yollar. Toksik ilişkilerden bin kat iyidir yalnızlık. Kimse kimseye zorunda değil. Kimse hiçbir şeye mecbur değil. Kimse de istemediği şeylere birilerini memnun etmek için katlanmak zorunda değil. Saygılar.

KIRAN MILLWOOD HARGRAVE - KADINLAR ADASI

“ Kafanda, ağzının içinde iki lisan olması nasıl bir histir? Lisanlardan birini karanlık bir sır gibi boğazının gerisinde tutmak zorunda kalmak?” “Teknelerle açılma fikri Kirsten’den değil de başkasından çıksaydı ciddiye almazlardı. Ama o her zaman kendinden emin, inatçı ve güçlü bir kadın oldu”

-Öyle Biri-

Biri var; hep yanımda, İyi günde kötü günde telefonun ucunda. Delici bakışları bakışlarımda, Merhameti her zaman kalbimin ortasında. Öyle biri ki tüm dünyanın yükünü omuzlanmış, Sevdiklerinin iyiliği için kendini arka plana atmış. Güldüğü zaman gözlerinin içi gülüyor, Onun yanında olmak, bir babanın verdiği güveni veriyor. Öyle iyi tanımış ki beni, Ben söylemeden aklımdan geçenleri anlıyor. Tüm zevklerimiz birbirine benziyor, Birlikte aynı şarkılar dinleniyor, Aynı anda aynı cümleler kuruluyor, Birimizin cümlesini diğeri tamamlıyor.

-Gözleri-

Bana kilitlendi gözleri, Israrla gözlerimden çekmedi. Ben de ona baktım sonra, İçimden gülümsemek geldi. Derken çevirdim başımı,  Hemen geri çektim gözlerimi; Çünkü aşk, yanmak demekti. Bende yanacak kalp de, Sevecek yürek de çoktan tükenmişti.

-Bir Adam-

Bir adam gördüm, Meğer en büyük hayalimiz aynıymış. Gözleri denizler gibiydi, Düşünceleri okyanuslar kadar derin… Benim aksime o çok umutluydu gelecekten, Herhalde hayat ona pek zalim davranmamış. İkisi yan yana kitap okumuşlar sonra; Kadın adamı aslında hiç tanımadığını fark etmiş, Aklına gelenleri söylememiş;  Susmuş. Adam kadının aklındakileri sezmemiş; anlamamış, Devam etmiş hayatına, Yine umutlarına kapılmış…

Oscar Wilde says:

~ ‘To live is the rarest thing in the world. Most people exist, that is all.’

Jean Paul Sartre - Bulantı

“Bu sevinçli, akıllı uslu insan sesleri arasında yalnızım.” “Yalnızdım, ama bir kente yürüyen ordu gibiydim.” “Kitabımı rahatça bitirmemi hiçbir şey engellemesin istiyordum.”

Louise L. Hay - Güçlü Kadınlar

 “Kadınları güçlendirmek, gezegen için yapabileceğimiz en iyi şeydir.” “Kadınları bastırdığımızda, herkes kaybeder. Kadınlar kazandığında herkes kazanır.” “Yeni bir şeyin hayalini kurmadan önce eskiyi tamamlayıp kafanızın “rahat” olması gerekir, ancak o zaman yepyeni şeyler yaratabilirsiniz.”[Christiane Northrup] “Hayatı tamamen anlayamayız. Yaşamın kendisi o kadar engin ki tamamen anlamamız mümkün değil.” “Yaşam daima gelişiyor, genişliyor ve kendini hep aşıyor.” “İçsel özdeğer ve öz saygı bir kadının sahip olabileceği en önemli şeydir.” “Tüm kadınların kendilerini sevdiklerini, kendilerine değer verdiklerini, saygı gördüklerini ve toplumda güçlü bir yer edindiklerini görmek istiyorum.” “Suçlamak her zaman tüketici bir davranıştır.” “Genellikle çalışan anneler iki tam zamanlı iş yapıyorlar. Biri ofiste, diğeri eve geldikten sonra başlıyor.” “Fedakarlık, feda edeni öldürür.” “Biz kadınların bilmesi gereken, gerçekten bilmesi gereken ikinci sınıf vatandaş olmadığımızdır.” “Kendi yaş...

Peyami Safa - Deli Gönlüm

 “… çünkü insanlarda zevahirperestlik asıldır, dünya durdukça sırtlarında kürkü olanlar, en büyük sofralara davet edileceklerdir.” “Bugüne kadar, iyi giyinmekle elde ettiğim karlar, saymakla biter tükenir şeyler değildir.” “Kalabalık ve aşk, deniz ve ateş gibidir. İçiçe duramazlar.” “Bir kadına ne feda edilmez?” “Sende bütün dünya kadınlarının güzellikleri toplanmış.” “Biz aşka gitmeyiz, o bize gelir” “Napolyon’un bir sözü hatırıma geliyor: Aşk, ahmakların meşgalesidir!” “Büyük maceralardan çıkan her kadın böyle güzel midir?”

-Özür-

Geçmişe bakınca pişmanlıklarını görenlerden değilim; Fakat seni hiç kırmamış olmayı dilerdim. Başka yaraların acısını sana ödetmemiş olmayı, Hak ettiğin güzellikte yaklaşmış olmayı isterdim. Zamanı geri alamıyor insan; Şu an ancak özür dileyebilirim. Hiçbir şeyi telafi etmez bilirim ama Özür dilerim.

-Sonra-

Tüm dünya bizi yakıştırsa ne çıkar, Sen gönlüne beni yakıştırmadıktan sonra? Tüm konuşulanlar boşa, Sen beni sevmedikten sonra. Herkesin güzelliklerini gören sen, Beni göremedikten sonra. Uyumlu olmak da öyle görülmek de yetmez, Yüreğinde yerim olmadıktan sonra. Anca acı verir söylenenler, Senle bir şansımız olmadığını bildikten sonra.

-Manzaram-

Kalktım ayağa, Manzaraya baktım. Döndü bir anda Manzaram da bana baktı. Ne yapacağımızı ikimiz de bilemedik yine, Güneş ve bulutlar güldü halimize.

-Masa-

Aslında seninle ihtiyacımız olan şey Bir masa iki sandalye. Samimi birkaç cümle  Ve o masaya yatırılan birkaç mesele. Yalansız cevaplar, Dolansız sorular  Ve altı üstü bir kahve miktarı süre.

-İstersen-

Konuşmana gerek yok ki Gözlerime baksan anlarım ben. Bir şey söylemek zorunda değilsin ki Ellerimi tut, ses etmem ben. Açıkça söylemene gerek yok ki Sahiplen, çekinmem ben. Yanımda kal der gibi gülümse, Çekmem kendimi senden ben. Seni seviyorum de; Duymamış gibi yaparım istersen.

-Ben ve O- / -Dilemma-

Ben onu ne kadar iyi görüyorsam, O beni o kadar kötü… Ben ona ne kadar yakın hissediyorsam, O bana o kadar uzak… Ben onla ne kadar benzediğimizi düşünüyorsam, O benimle o kadar farklı olduğunu… Ben onu ne kadar seviyorsam, O beni o kadar sevmiyor… Birileri bizi ne kadar yakıştırıyorsa, O da benden o kadar nefret ediyor… Bize dair; Bendeki güzellikler mislince, Onda kötülükler yeşeriyor.

-Daha- / -Gülüşün-

Senin tek bir gülüşün, Evrende yeni boyutlar açar, Kuşlar daha başka kanat çırpar, Daha bir güzel vurur kıyıya dalgalar. Sana ait her bir şey, Gün geçtikçe bir bir içime işler. Daha başka açılır çiçekler. Çocuk ruhun uslanmaz, İçimdeki küçük kıza eşlik eder. Göze daha da güzel görünür, Hayata dair tüm güzellikler.

-Hikaye-

       Sanma ki aşık olduğumu söylemekten çekinirim, duygularımdan utanırım. Aşık olmaktan kaçmam yaralarımdandı, korkularımdandı. Şu an geriye bakınca, geçmişi aşmış geride bırakmış halimle, sadece sana yaptığım haksızlığı görüyorum, bir başkası yüzünden. Kalbini kırmamış olmayı her şeyden çok dilerdim. En güzel yazılarımı karamsarlıkta kaleme aldım ama sevgin beni başka yerlere çekiyor. Güzel yerlere, uzak yerlere, var olmayan yerlere… Aşk, cesaret işidir ki benim de senin için yapamayacağım şey yoktur. En baştan çok yanlış başladı hikaye, başrol kız çuvalladı. Ve öyle de devam ediyor.