Ayşe Sarısayın - Denize Yazıldı

 “Hep derim ya, ben yazarken çözülenlerdenim, yazarken daha iyi anlayabiliyorum kendimi ve anlatabiliyorum aynı zamanda.”

“bu berbat ve bir o kadar da güzel dünya”

“Ne türden bir metin olacağını düşünmenin de anlamı yoktu, yazarken yol nereye götürürse oraya gidilecek, duyguların yönlendirmesine teslim olunacaktı - yazdığım her metinde olduğu gibi.”

“Az konuşan, çoğu zaman konuşmamayı tercih eden, konuştuğunda bir geçmiş zaman bilgesini hatırlatan bir adam.”

“Ancak Elif, sabırlı ve meraklı bir dinleyiciydi, her şeyi öğrenme isteği, doğrudan ilgi alanı olsun olmasın her konuya nezaketle yaklaşması bizi de yakınlaştırmıştı zaman içinde.”

“Yemeyi, içmeyi, hayatı seven. Umutları olan.”

“Sen değil miydin hep olumlu yaklaşan, moralini bozmayıp toparlamaya çalışan?”

“Sen gittin ve her şey başka bir şey oldu.”

“Her şey geçip gidiyor sonuçta. Kalan izler yaşam boyu taşınacak.”

“Yazılı olan her şeyde başka bir çekicilik bulmaktadır çünkü.”

“Elif’in şeffaflığı, daha sonraları sıkça tanık olup takdir edeceğim içtenliği buydu işte…”

“Elif içtenliğini ve duyarlılığını doğal tavırlarıyla sıkça kanıtladı.”

“dostluğumuzun da temelini oluşturan özelliklerini, ne kadar açık fikirli ve hoşgörülü olduğunu sergiliyordu.”

“Bu kızda medeni cesaret var, sormak ve öğrenmek konusunda nasıl da istekli!”

“Oldum demeye kalkışmıyor, hep olmaya uğraşıyor sanki…”

“Kendini inşa etmiş biriydi, onu güçlü kılan da buydu. İnsana kendisini iyi hissettiriyordu.”

“Entelektüel merak”

“Son günlerine kadar yazılarından ayrılmadı.”

“Hayata anlam veren, esas olarak insanlarla kurulan bağlardır.”(Wilhelm von Hımboldt)

“Oysa hayat, gereksiz konularla uğraşmaktan çok daha önemli…”

“Gerçi bu gezinin bana bir kötülüğü de oldu; tek başına seyahat etmenin güzelliğini keşfettirdi!”

“İnsanın sadece kendisiyle baş başa kalması, tam da bu duygu olsa gerek. Kendimle iç dünyam arasına hiçbir şeyin girmediğini hissediyorum. Bu yolculuk gerçekten çok iyi geldi bana…”

“Ancak Elif, değişik hayatları görmediği zamanlarda da aklında tutan, hatta hisseden ender insanlardan biriydi zaten.”

“Aşık bir kadın!” 

“Herkes aşık olamaz, onun aşık olduğunu ve aşkına sahip çıktığını düşünmüştüm”

“Elif’in başkalarının sorunlarını can kulağıyla dinleyip çözümler önermesi, ancak kendi sıkıntılarından pek söz etmeme özelliği”

“Elif yaşamı boyunca sağlam ilişkiler kurmuş bir kadın.”

“Özgür ruhlu, modern bir kadın, aynı zamanda kibar, hanım hanımcık”

“Hayatımız hakkında kesin olarak bildiğimiz tek şey öleceğimizdir Deniz’im.”

“Bir kadına en çok yakışan, çocuktur.”

“İkimiz de çocuklara aşırı düşkün değildik….böyle bir dünyaya çocuk getirmenin ne anlamı var, derdik önceleri. Ama biyolojik saat işliyor, işler güçler az çok yoluna giriyor. Sen çocuk yapmayacaksın da kim yapacak?demişti bana bir gün.”

“Cana yakın, sevecen ve aydın bir insan”

“Sürekli okuyan, insanları ve dünyayı anlamaya çalışan, insanlara karşı hoşgörüsünü sürekli koruyabilen biri”

“Sıcak, güler yüzlü ve mütevazı”

“Hafif bir yaz esintisinin denizde yarattığı gülümseme gibi…”

“Ne söyleyeceğim, nasıl davranacağım? Hangi sözlerle teselli edeceğim?”

“Güçlü bir iyimserlikle yaşamaya devam etti” “tüm dostlarına bu yaşam sevincini yansıtmaktan hiç vazgeçmedi.”

“Anı yaşamak”

“Ya içine attıkları?”

“Elif’in içinde bulunduğu anın ve yerin kıymetini bilerek, hakkını vererek yaşaması, zamanı ve mekanı kendine ait kılmaktaki doğal başarısı”

“Geleceği fazla dert ederken, şimdi ıskalıyordum.”

“Sevecen, hayat dolu”

“Engin düşünsel donanımını insanın gözüne sokmayan, farklılıklara önyargıyla yaklaşmayan, yargılamak yerine anlama çabasındaki bir bilim kadınıydı, göstermelik ya da skolastik değil gerçekten özgün çalışmalara yönelen üretken bir öğretim üyesi.”

“Hep sevgi verdi çevresine, güler yüzünü esirgemedi yakınlarından”

“Düşbozumu.”

“Elif Hanım çok özel bir insandı…”

“Dile gelemeyen, kaleme getirilemeyen nice ayrıntı”

“Her ilişkinin bedeli kendi değerine göre ödeniyor, aldığın ne kadar çoksa senden alıp götürdüğü de öyle oluyor.”

“Çünkü kendimi biliyorum, bir acıyı konuşmaktan öte yazmak, içimi kanırtsa da bana iyi geliyor. Bir acıdan biraz olsun geçebilmenin bildiğim tek yolu bu.”

“Her şey olabildiğince yolunda.”

“Yokülke”

“Yaşadıklarımızı yazarken yazdıklarımızı mı yaşıyoruz?”







Bu blogdaki popüler yayınlar

Celal Şengör- Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı Etkiliyor

Müthiş Psikoloji - Hayır Diyebilme Sanatı

İlber Ortaylı- İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? Kendini İnşa Etmenin Yolları