Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

-Alev-

Bana ondan bahsetme, Yüreğim dağlanıyor. Boğazımda bir şeyler düğümleniyor, Ciğerlerime hava gitmiyor. Biliyorum ona ait kalbin; Fakat her duyduğumda, Alev alıyor yüreğim.

-İsmail Abi-

Arka fonda senin en sevdiğin seslerden biri çalıyor, Odamın dört bir yanında, Seni hatırlatan mumlar yanıyor. Artık her şey sana dair, Senle ilgili, Seni hatırlatıyor. Seni düşünürken değişiyor şarkı, Dakikalar, saatler geçiyor. İçimde bir şeyler yanıyor, Fakat İsmail abi bilmiyor. O gemi gelmiyor; Bu acı geçmiyor.

-Ateş-

      Hayatımın en saçma, en karışık, en zor zamanında geldin sen. Nedenini asla bilemedim, hep sana çekildim. Ben korktum kaçtım senden ama kalbim yine sana gitti, hep sana gitti. Dengem bozuldu, saçmaladım, kırdım, kırıldım; yine sensiz yapamadım. Mumlar yaktım karanlık odalarda, gözlerini düşledim. Şarkılar dinledim, türküler söyledim, ismini heceledim. Filmlerde, kitaplarda esas oğlan sendin artık, esas kız ben. Aşktan kaçarken mevzu ne ara buraya gelmişti? Sevdiğim her şeyde, hatta sevdiğim herkeste seni görmeye başladım. Hayatımı fethettin sanki... Engel olmadım da, olamadım da. Yanımda olduğun her saniye mutluluk kaynağım oldu, belli edemedim. Şiirler okurken evimde, seni hayal ettim karşımda bana şiirler okurken. Sonra baktım yıllar sonra ilham geri dönmüş hayatıma, bir şeyler karalamaya başladım. Sana aktı kelimelerim, gözlerine aktı... Sadece seni anlattı yazdıklarım. Geçmişle vedalaştım sayende, sonra her şeyi boş verdim sana kapıldım. Yeniden dünya yaşanabilir...

-Biri-

Biri olsun isterim, Gönlü güzel olsun, Çok sevsin seni. Yüreğini incitmesin, Gözlerine aşkla baksın, Bilsin kıymetini. Ömrünü hak etsin, Elini zorluklarda bile bırakmasın, Çok mutlu etsin seni. Benim olmayacaksan, Yalnız kalmayasın mutsuz olmayasın, Bari kalbini hak eden biri sevsin seni.

-Fırtına-

İçimdeki fırtınayla boğuşmaktan Dışarıdakini görmeye halim mi var benim? Senin sesin, sözlerin, gözlerin varken Dışarıda kızılca kıyamet kopsa ne yazar? Döner bakar mıyım sanıyorsun? Abartıyor muyum sence? Aşık olmak nedir bilmeyene öyle gelir belki… Sevmeyi bilmeyene öyle gelir… Ama sana gelmez. Sen bilirsin sevmek nedir, aşkla yanmak nedir… Sen zaten her şeyi bilirsin, Hiçbir şey söylemezsin. Eski bir kilitle kapalı bir kutu gibisin, İçinde saklı tüm gizemlerin.

-Yanmalı-

Yuvası olacaksa eğer, Sevdiğiyle olmalı insanın. Ömrünü birine adayacaksa, İçinin gittiğine adamalı. Fedakarlık yapacaksa, Gönlü güzele yapmalı. Ve yanacaksa insan eğer, Uğrunda değecek olana yanmalı.

-İsterdim-

Senin baktığın yerden o kadar farklı Benim olduğum yerden o kadar farklı ki İkimize dair her şey… Senin baktığın yerden  Belki ruhsuz, donuk bir buzlar kraliçesiyim. Benim olduğum yerden  Aşkına kapılmış, savrulmuş, Yine harikalar diyarında kaybolmuş Alice’im. İçimdekileri sana olduğu gibi yansıtabilseydim, Keşke, Çok isterdim.

-Kedi-

Minik bir kedi geldi kondu kucağına, O da gördü işte, o da hissetti, Sendeki bitmek tükenmek bilmez merhameti, İçindeki iyiliği. Başını okşadım ben de, Sevdim onu kendimce, Sonuçta onu benden iyi kim anlayabilirdi?

-Güzel-

Bu saçma kötü dünyada  Senle geçen koca bir günden Daha güzel çok az şey vardır. Bu kadar benzerlik yoruyor bazen beni, Keşke bu kadar aynı olmasaydık. Bir deniz kenarı, Palmiyeler, Gökyüzü, Kuşlar, Gözlerin. Manzaram mı daha güzeldi, İçimden mırıldandığım o şarkı mı? Belki hepsinden daha güzel olan sendin Belki de sana olan sevgim…

-Bir Dilek-

Dokunuşunu hayal etmek mi? Ben daha yüzüne bakamıyorum. Sana sarılmayı istemek mi? Ben daha yanında zor duruyorum. Her konuda ne kadar özgüvenliysem Karşında o kadar ürkeğim, savunmasızım. Belli etmiyorum içimdeki fırtınaları, Edemiyorum istesem de zaten. Tek bir dilek hakkım olsa, Üzgün bir anında yüzünü okşamak isterdim, Hüzünlü gözlerine neşe getirebilmek için.

-Rengarenk-

Bir kahvenin hatırı kırk yıl kadar az olamaz Onlar yanlış biliyorlar Belki de senin elinden içmedikleri için. Bir filmi sensiz izlemekle senle izlemek bir olmuyor Varlığın, denizin sesi kadar huzur veriyor. Sesin dalgalar kadar ritmik dokunuyor ruhuma, İçime ince ince işliyor. Adımların adımlarıma karışıyor, Masmavi manzaralı bir sahilde. Asıl konuşmamız gerekenin dışında her şeyi konuşuyoruz, Yeşillerle kaplı bir yolda. Minik bir yel değirmeni kokunu taşıyor, Uzak diyarlara özlemini simgeliyor. Sen o topraklara hasretsin, Sen oralara gittiğinde ise ben sana. Mutluluğunu görürsem mutluluğum oluyor, Kederini görürsem kederim. Her mevsime yakışıyor renklerin, Göremediğin kadar rengarenksin.

-Kapılar-

     Çok zor benim içimi dökmem. Herkesle konuşurum ama kimseye açmam açamam içimi. Kimseye söylemem söyleyemem içimdekileri, açamam kapılarımı. Kabuğum başka türlü benim, içim başka türlü. Hissederim, gösteremem. Gösteririm, sonra çekinirim. Konuşurum bir, bir susarım. Şarkılar türküler söylerim, şiirler yazılar yazarım, içimi dökerim ama sonra bir anda yine kapanır kapılarım. Sanırsın başka biriydi o, bu başka biri. Sana hiç kıyamayan da seni yerden yere vuran da aynı kişi. Aynı hasarlı, kayıp ruh. Aynı sen gibi de umutsuz biri.

-Anlatma-

     Seni de çok üzmüşler, gözlerinden belli. Sen de kırıldıkça duvarlar örmüşsün etrafına. Kim ne yaptı belki bir gün anlatırsın öğrenirim, belki hiç bilemem. Ben neyi bilirim ki seni bilirim işte. Kimseyi kırmak istememeni, öğrencilerin için uğraşlarını, arkadaşlarına verdiğin içten değeri, en ufak güzellikte gözlerinin içinin gülmesini, seni mutlu etmenin minik şeylerle bile olabileceğini, her şeyde çok ‘ince’ düşüneceğini, benden esirgediğin zerafetini kibarlığını, zekice söylemlerini ve esprilerini, böyle daha başka tüm güzel ve eksik yönlerini bilirim. Dertlerini anlatırsan ortak olurum, anlatmazsan yanında dururum. Ben seni yaşayarak öğrenirim, zamanla çözerim. Baş köşeye oturturum seni yüreğimde, indirmemek üzere. Sen en iyisi anlatma sana kim ne yaptı neler yaşadın; ben seni senden öğreneyim, gözlerinden, yüreğinden, ruhundan dinleyeyim.

-Hoş Geldin-

     Ya gelmeseydin? Mutlu olsaydın mesela oralarda… Belki bir başkasıyla. Nasıl olurdu hayatım? Aşk bir kez olur bir daha olmaz sanırdım hayatta hala. İnsan girdiği derin çukurlardan çıkamaz sanırdım. Hayatın anlamı kalmamış gibi hissetmeye devam ederdim. Ölmek isterdim her gün, yaşamak fark etmez gibi hissederdim. Ama tüm bunlar sen gelmesen böyle olurdu. Sen geldin en saçma, en beklenmedik, en karışık zamanda hayatıma. Şimdi her yerde kır çiçekleri açıyor gibi oluyor durduk yere hem de…Düşünsene hiçbir şey olmadan bu böyle oluyor. Gelişin bile bana neler öğretmiş hayata dair ki düşün şimdi hayatım seninle geçiyor. Varlığın, ruhun ve karakterin daha neler öğretecek daha neler hissettirecek kim bilir? Sonu ne olursa olsun, acısı ne olursa olsun, değer. Seninle ilgili her şeye değer. İyi ki geldin, hoş geldin.

-Sen ve Diğerleri-

Ele avuca sığmam ben Ama senin bir cümlen emir olur, Yerine getirilecek. Kimseyi takmam ben, önüme bakarım Ama senin tek kelimen idam fermanım olur, Beni saniyesinde kanlar içinde can çekiştirebilecek. Hiçbir yere bakmam ben, kendi hayatımı yaşarım Ama senin en ufak bir derdin yüreğime kor olur, Sen fark etmeden içimi yakıp kavurabilecek. Bir sen varsın, bir de diğerleri. Bir de ben varım, Haberin olmadan, günden güne bitip yitecek.

-O An-

Gülüyordum… Ben zaten hep gülerim, Acımı perdeler gülüşlerim. Gülüyordum, sana aktı bakışlarım; Bakışlarınla buluştu. O anda zaman birden durdu. Diğer tüm sesler gürültüye dönüştü, Senin dışındaki her şey de belirsiz gölgelere. Tek gördüğüm gözlerindi Uçsuz bucaksız derin bakan gözlerin. O an sadece sen vardın, Ben bile yoktum o an. Bir sen vardın, Bir de gözlerin.

-Bilemezsin-

Hangi dilde olduğu fark etmeksizin Tüm şarkılar seni anlatıyor Sen bilemezsin. Benim hissettiklerimi hissetmeyen bilemez Şiirler şarkılar ne anlatır  Şairler nasıl yanar da yazar o satırları Ve nasıl söyler sanatçı öyle içten şarkısını…

-Belki-

İlham perileri uğramadı bana Yıllarca yazamadım. Sonra sen geldin… Her şeyin ilham Bütün kusurların çok şahane. Aşk yeniden çiçeklendirdi hayatımı Gönlüm yeniden aydınlandı İçim alev aldı birden Bir daha olmaz asla sanarken ben. Keşke hissettiklerimin binde birini sana yansıtabilseydim Belki o zaman bir kereliğine gerçekten içten gülebilirdin.

-İyi ki-

Ben, Bakamıyorum Yapamıyorum Konuşamıyorum İfade edemiyorum kendimi. Hatta ben devam edemiyorum hayata. Sen, İnce sızım; Bakışlarınla Gülüşünle Anlayışlılığınla,  İyi kalbinle, Zerafetinle, Tüm güzelliklerinle İyi ki varsın.

-Yeter-

Sen bana bakma Dışım taşlar duvarlar örülü benim İçim duygu seli, pamuk ipliği. Sen yanımda dursan Yeter şu çırpınan yüreğime Hiçbir şey yapmana gerek yok, Var olman yeterli. Olduğun gibi biri olman yeterli, Hatta çok bile. Beni ben bile sevmiyorum ki zaten, Sen niye seveceksin?

-Ev-

Bir yanımda renk renk ağaçlar, Diğer yanımda tüm rengarenkliğinle sen. Dökülen yapraklar mıydı yükseklerden; Yoksa sana olan hislerim miydi yüreğimden? Evimde olduğum için mi evimde hissettim; Yanımda sen olduğun için mi?