EnisesViewpoint

”Elit olmaktan korkmayın.”

“ Kadından meleklik bekliyorsan, ona cennetini sunacaksın.”

     Yeterince üzülmüş ve kırılmış bir kadın, olgunlaştığında ona değer verene meyleder. Çünkü verdiği değer hak edilmediğinde ne kadar üzüldüğünü deneyimlemiştir. Belli bir yaşa kadar aşktan sürünen kadınlar, belli bir yerden sonra güzel seven adamları severler. Aşk bir kere değil, masal o. Akıllı ve olgun bir kadın, sevenin kıymetini bilir, ona değer verir. Çünkü hayat bunu ona acıta acıta öğretmiştir.

     Bir süre sonra alışıyorsun hayatta bir çok şeye. Bu bir çok şeye başarıyı kıskananlar, çekemeyenler, baltalamaya çalışanlar da dahil. Bence gerçek dostlarınızı gerçek arkadaşlarınızı anlamanın en güzel yollarından biri, başarılı olduğunda yanında senle o mutluluğu paylaşıp paylaşmadığına bakmak. Deneyin, işe yarayacak. ;)

”Ne adaletsiz bir dünya; kimi günahlarıyla yükseliyor, kimi iyilikleriyle kaybediyor.”

”Sevdiğin müddetçe ve sevebildiğin kadar, sevdiğine her şeyi verdiğin müddetçe ve verebildiğin kadar gençsin.”

“Eskiden yaşansa dokuz köyü ateşe vereceğin şeylere zamanla kibrit bile yakmıyorsun. Tahammül etmeyi ve şaşırmamayı öğreniyorsun. Artık hiçbir şeye şaşırmadığını fark ettiğin gün büyüdüğünü de fark etmiş oluyorsun aslında.”

     Bugün çok yoğun bir gündü sevgili dostlar. Ama güzel bir yönü de yok değildi. Lise son sınıftaki bir öğrencimin hayatıyla ilgili emin olmadığı bir konuda onu yönlendirdim ve bence bu mesleğin en güzel yönlerinden biri de bu işte. Yönlendirme derken; belli sorular sorup ne istediğine ve ne yapmak istediğine karar vermesine yardımcı oldum sadece. Çünkü bence bir insanın okuduğu bölüm ve yapacağı işin seveceği bir iş olması çok önemli. Her zaman bunu böyle düşündüm ve ona göre hareket ettim. Bütün hayatını kabus gibi geçirmek var işin ucunda diğer türlü... Sonra evime geldim; hayatımla ilgili almam gereken önemli bir karar vardı. Tevafuk bu ya; ben de yeniden bir lise öğrencisiymişim gibi davrandım; bir zamanlar lisedeyken hocam olmuş, ufkumu açmış ve bugüne dek idolüm olarak kalmış sevgili hocama yine fikir danıştım, bilgi aldım. Ben de onun sayesinde kendime yine yeni bir yol çizdim. Bu yüzyıl öğretmenlik mesleğini istediği kadar ayaklar altına almaya çalışsın, yine d...

“Kimsenin öldüğü yok. Yaşadığı da. Herkes biraz var. O kadar.”

“Bence dünyanın en aşağılık yaratığı, kadınları döven bir erkektir.”

     Ben bu kendisi boş boş durup hiçbir şey yapmayıp boş beleş yaşayıp, bir yandan da çalışan didinen ve başarılı olmaya çalışan insanları çekemeyen kıskanan insanları anlamıyorum. İçinizde nasıl bir duygu dünyası var ki insanlara bu kadar kötü gözle bakabiliyorsunuz. Özellikle kadının kadına yaptığını kimse kimseye yapmıyordur bu ülkede. Derdiniz ne?! Ben istiyorum ki herkes güzel şeyler yaşasın, herkes güzellikler yaratsın, herkes başarılı olsun, gelişmeye teşvik etsin birbirini. Özellikle de kadınlar birbirini. Hele böyle kadınların ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü bir ülkede.  Siz istediğiniz gibi devam edin, ben etrafımdaki tüm kadınları ve kız öğrencilerimi hep gelişsinler diye destekleyeceğim. Zaten herkes ektiğini biçer bu dünyada...

Bazen kendinle gurur duyarsın. :)

“Sen sevgili kızım, artık neden kız doğmuşum demeyi bırak ve olabileceğin en iyisi olmayı hedefle.”

"İnce düşünen insanlar hep daha çok incinir."

“Bırak eleştirsinler bırak yargılasınlar. Sakın insanlar ne diyecek diye hayallerinden vazgeçme. Zaten arkandan konuşuyorlar yoksa sen konuşmuyorlar mı sanıyorsun? Bari hayallerinden olma. Çeneni tut, enerjini kaptırma. Kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin. Enerjini cevap vermek için değil hayallerin için kullan.”

     Ne kadar başarılı olursan ol, hayatını ne kadar değiştirirsen değiştir; illa ki kalıyor değiştiremediğin bir şeyler... Seni çocukluğundan beri esir almış, mutsuz etmiş bir şeyler... Ne kadar çabalarsan çabala, bazı dertlerin bitmiyor gitmiyor işte hayatından. İnsan önünde sonunda çaresiz. Her şey elimizde değil. Belki de hiçbir şey elimizde değil...

“Kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz.”

Kırıldıkça değişirsin. Değiştikçe güçlenirsin. Güçlendikçe umursamazsın.

“İnsanın yetişme düzeyi, kavga ederken gösterdiği davranışla ölçülür.”

"Hayatta parayla alınamayacak en değerli şey; senin derdini, kendi derdi gibi gören dosttur."

“Bu hayatta mutlu olmanın yolu, beklentiyi düşük tutmaktır. Yoksa kanatlarından vurulmuş kuşa dönersin.”

     Gitmek, tek başına öylesine bir eylem gibi görünebilir. Zaten her cümlede eylemi anlamlandıran öznedir ya; giden önemli. Gidenin arkasından söylettikleri, hissettirdikleri... Bunlar nasıl oluşuyor peki? Onun kaldığı zamanlarda yaptıklarıyla tabii. İnsan arkasından iyi de konuşturur, kötü de. Bir yere kadar elindedir bu. Bugünkü gidiş, öylesine bir eylem değildi. Kocaman sevgi ve saygı içeren, hüzünlendiren bir gidişti. Benim için ayrılış değildi ama yine de hiçbir zaman vedaları sevmedim. Kendini yüzlerce yüreğe sevdirene selam olsun... Hayatı boyunca mutlu olsun...      İnsan nick'iyle böyle de uyumlu olur hani. "Sana gitme demeyeceğim, ama gitme Lavinia"... :)      Zaten istesen de benim hayatımdan gidemezsin. Birlikte geçirdiğimiz her gün çok kıymetli, iyi ki, dokundun hayatıma. İyi ki varsın.... Seviyorum seni :*

“Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.”

“Bir şeyden çok emindim; kendimi üzdüğüm kadar, kimseyi üzmedim bu hayatta.”

“Ben, insanın diğer yüzünü görünce, ilkini hatırlamam.”

“Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız, ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın.”

“Reçete yazmak değil, insanlarla anlaşmak zordur.”

      ALES diye bir bela var başımızda ki yıllardır hala hiçbirimiz tam olarak çözebilmiş değiliz. Sınav tam olarak neyi ölçmeyi amaçlıyor; insanlar neden verilen sürede soruları yetiştiremiyor; e madem yetiştiremiyorlar sınav süresi neden uzatılmıyor veya soru sayısı veya uzunlukları neden değiştirilmiyor? Kafamda deli sorular... :D      Bir de bu gençlerin ömrü sınavlarla geçti bitti soldu diye düşünen tek bir Allahın kulu var mıdır; merak içindeyim.      İleride kesinlikle kullanacağım bir tabir var: "Biz bu saçları değirmende ağartmadık."      Harbiden de deyimin hakkını veriyorum; 20 küsür yıl oldu, ben hala okuyor ve sınavlara giriyor, deyim yerindeyse saç beyazlatıyorum... Çoluk yok çocuk yok, dert yok tasa yok; tek derdimiz sensin ÖSYM; yaşlanma sebebisin :D